müzik

22 Ocak 2015 Perşembe

Serdar Tuncer  ile Vehbi Vakkasoğlu'nun aile kurmak üzerine hoş bir sohbeti...   

J



      İslam'ın aileye verdiği önemle birlikte Allahu Tealâ eşlere lütfuyla muamele etmektedir...







 AİLE FERTLERİ ARASINDA KARŞILIKLI HAK ve SORUMLULUKLAR             


     Ailenin mutluluk ve başarı içerisinde yürütülebilmesi için onu meydana getiren fertler arasında karşılıklı hak ve sorumlulukların dengeli bir şekilde yerine getirilmesi, sevgi, saygı, hoşgörü, özveri, yardımlaşma, dayanışma, af ve anlayışın bulunması şarttır. Şimdi, bir aileyi meydana getiren fertler arasındaki hak ve sorumluluklara kısaca değinmeye çalışalım:
Karı-Koca Arasındaki Hak ve Sorumluluklar
     Ailede huzur ve mutluluğun doğabilmesi için eşler arasında karşılıklı sevgi ve saygı şarttır. Yunus Emre’nin dediği gibi, “aşk gelince bütün dertler biter.” İnsanoğlu sevme yeteneğini sevile sevile kazanır; sevmeden önce, sevilmeyi öğrenir. Bunun için atalarımız “sen seversen yavrunu, o da sever yavrusunu” demişlerdir. 
      Bir ailenin temelini oluşturan karı ve koca, birbirlerinin sevinç ve üzüntülerini paylaşmalı, işlerini birbirleriyle danışarak yapmalı, karşılıklı sevgi, güven, birlik ve beraberlik içerisinde bulunmalıdırlar. Kur’an-ı Kerim, aile içerisinde yer alan kadın ve erkeği, birbirini koruyan elbiseler olarak nitelendirmiştir. (Bakara, 187)
     Koca, Allah’ın kendisine bir emaneti olan hanımını hoş tutmalı, ona nazik davranmalı ve merhamet duygusuyla hareket ederek ailesini korumaya ve geçimini sağlamaya çalışmalıdır. Çalışmayan ve evine ekmek getirmeyen koca, gittikçe evine sorun, sıkıntı ve sefalet getirmeye başlar. Böylece de atalarımızın dediği gibi, “sefalet kapıdan girince, saadet bacadan kaçar.” Erkek, evine her zaman güler yüzle ve selam vererek girmeli; eş ve çocuklarının meşru istek ve ihtiyaçlarını titizlikle yerine getirmeli, ev işlerinde eşine yardımcı olmalıdır. Hz. Aişe’ye Hz. Peygamber Efendimiz’in evinde ne yaptığı sorulduğu zaman o, “Ev halkına işlerinde yardım ederdi; elbisesinin söküğünü diker, ayakkabısını tamir ederdi; ezanı işitince de namaza çıkardı.” (Buharî, Nafakât 8) demiştir.
    Kadın, eşine saygı, çocuklarına sevgi göstermeli; evdeki işleri zamanında ve itinalı olarak yapmalı; evini, malını; kendisinin, kocasının ve çocuklarının onur ve şerefini korumalı, kocasına sevgi ile bağlanmalıdır. Evini ve çocuklarını iktisatla ve maharetle idare etmeli, ailesinin sorun ve sırlarını başkalarına açmamalıdır.

     Aile içerisinde yer alan kadın ve erkekten her biri kendi anne, baba ve akrabalarını nasıl seviyor ve onlara nasıl hürmet ediyorlarsa, eşinin ana-baba ve akrabalarına aynı saygı ve hürmeti göstermelidirler. Ayrıca, taraflar birbirlerinin mülkiyet haklarına saygı duymalıdırlar. İslam hukukunda mal ayrılığına dayalı bir mal rejimi kabul edilmiştir ve bunun tabii sonucu olarak da karı ve kocanın mal varlıkları birbirinden ayrıdır. Dolayısıyla kadın kendi mal varlığında dilediği gibi tasarruf edebilme hakkına sahiptir ve onlar üzerinde kocasının herhangi bir müdahalesi söz konusu olamaz.
(Diyanet  Aylık Dergi Kasım 2009)
MUTLU BİR AİLE İÇİN EŞLERDE ARANAN ŞATLAR
  

     İslâm, evlenecek olan eşlerde bazı özellikler aramaktadır ki bunlar yetişecek olan neslin sağlam ve düzgün olması için şarttır.

            ERKEKTE ARANAN ŞARTLAR

  •  Müslüman olmalı ve bunu yaşayışında göstermelidir.
  •  Nesepçe asaletli olmalıdır. Nesepte ve toplumun yapısında aşağıda olan erkek, asil bir kadına küfüv (eşit) olamayacağından neseben ve toplum yapısındaki derecenin denk olması gerekmektedir. 
  • Ailenin geçimini temin edecek iş veya meslek sahibi olması gerekmektedir.

            KADINDA ARANAN ŞARTLAR

      Bunlar şu hadis-i şerifte özetlenmiştir;
"Kadın dört şey sebebiyle nikahlanır: Malı, asaleti, güzelliği ve dindarlığı; eli bereketlenesi sen dindarını seç!"
 (Buharî, Nikah, 16)

AİLE, KRALLARIN BİLE GİREMEDİĞİ BİR KALEDİR



     Birbirlerine sevgi ve saygıyla bağlı, kalpleri aynı düşünce ve duygular için çarpan fertlerden oluşan mutlu ve huzurlu aileler, pek çok ülkeleri fetheden sultan ve kralların dahi ele geçiremeyeceği kadar sağlam ve muhkem birer kale gibidirler. Birbirlerine karşı güven duygularını, sevgi ve saygılarını kaybetmiş mutsuz aileler ise, bütün surları tahrip olmuş yıkık dökük viraneler gibidir.

21 Ocak 2015 Çarşamba

  Prof. Dr. Saffet Köse'nin kaleminden faydalı bir makale... 




 http://www.yeniumit.com.tr/konular/detay/kuran-ve-sunnetin-cizdigi-aile-modeli
   
NİKAH DUASI


     

            Allah'ım! Huzurunda nikahlarını kıydığımız şu iki genci ömürleri boyunca mesud ve bahtiyar eyle; ömürlerine bereket, vücutlarına sıhhat, rızıklarına genişlik ihsan eyle; ahlakları­nı güzelleştir, kendilerine yararlı çocuklar lütfeyle. Kendileri­ni doğru yoldan, İslam'ın yolundan ayırma; kötü yollara sap­maktan koru; sırlarını faş eyleme; günahlarını bağışla ey bağışlaması bol Rabbimiz! Allah'ım! Muhammed aleyhi's­selam yüzü suyu hürmetine dualarımızı kabul buyur. Peygambe­rimize bizden salat ve selam ulaşıir. Rabbimiz! Bizi cehennem azabından koru.
Subhane rabbike rabbi'l-'izzeti amma yasiffun, ve selaimun ale'l-mursellin, ve'l - hamd u lillahi rabbi'l-alemıne'l-fatiha...
              Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu'nun anlatımıyla nikah akdinin kuruluşu...



                                  NİKÂH AKDİ  


          İslamın aileye bakışı ve aileye verdiği önem hakkında bilgi edindiğimize göre bir de nikah akdinin nasıl yapıldığını anlatan sunumuzu izleyelim...




                                AİLE KURMANIN AMACI

      İslam dininin hedefi  mutlu bir aile yuvasıdır. Gençleri evlenmeye ve aile kurmaya davet eden Sevgili Peygamberimiz yaptığı mutlu evliliklerle bizlere her konuda olduğu gibi bu konuda da en güzel örnek olmuştur. Gayri meşrû ilişkilerin alabildiğince yaygınlaştığı ve özendirildiği günümüzde kendimizi ve çocuklarımızı korumaya alabilmemizin en güzel yolu mutlu bir aile yuvası kurmaktan geçer. 


Konumuzla ilgili sunumu izleyelim...


                            EVLENME AKDİ ÖNCESİ 


        Kur'an-ı Kerim evlilik akdi için "ağır ve mesuliyetli bir sözleşme" tabirini kullanmıştır ( en-Nisa 4/21). böylesine bir akdin aceleye getirilmemesi, taraflara düşünme ve tanıma fırsatı verilmesi tabiidir. bu sebeple İslam'da evlilik öncesi iki tedbir örf haline gelmiştir: Görüşme ve nişan.

          A. GÖRÜŞME

       Evlenmeden önce tarafların birbirini görüp tanıması konusunda İslam'ın getirdiği uygulama hem aşırılıklardan uzaktır, hem de maksadı gerçekleştirmektedir. buna göre taraflar, yanlarında üçüncü bir şahıs -tercihen kızın bir yakını- bulunma kaydıyla bir araya gelir, birbirlerini görür ve konuşurlar. 
       Peygamber Efendimiz (sav)'in görüşmeye teşvik ettiğine dair rivayetler mevcuttur;
Sahabeden bir zat bir kadınla evlenmek istemiş, Rasulullah da kendisine, kadını görüp görmediğini sormuştu. "Görmedim" cevabını aınca, "Onu gör, çünkü bu, ileride mutlu olmanız için en iyidir" buyurmuştur. (Nesâî, Nikah, 17)

       B. NİŞANLANMAK  

      Hadislede "hıtbe" kelimesi ile ifade edilen husus, Türkçemizdeki nişanlanmak manasına gelir. Bu da bir bayanla evlenmeye talip olmadan başlayarak nikah safhasına kadar ( nikah hariç) süren ilişkiyi ifade etmektedir. bu safhada istenmiş, söz kesilmiş, mehir üzerinde anlaşmaya varılmış olabilmektedir.  

        MEHİR; Evlenirken erkeğin zevcesine verdiği para veya maldır. Mehir, kadının veya ondan istifade hakkının bedeli değilir, erkeğin kadına verdiği değerin, ona rağbet etmesinin bir sembolüdür, armağan kabilindendir. İslam, kadına verdiği değeri mehir hakkı ile de isapt etmiş, kadının servetin değil, bizzat kendisine rağbet edilmesi gerektiğini vurgulamıştır.
        Nisa Suresinin 4. ayetinde Allahu Teala şöyle buyurmuştur;
"Kadınlara mehirlerini seve seve verin..."

     Hanefî mezhebi mehrin alt sınırını on dirhem (o çağda iki koyun bedeli) olarak tespit etmişlerdir. Mehrin üst sınırı konmamıştır.
     Mehir evlenen kızın hakkıdır. Bunu başka biri alamayacağı gibi çeyiz ve benzerine harcaması da istenemez. Mehir tamamen ve kısmen peşin (muaccel) ve veresiye (müeccel) olarak verilebilir.


         EVLENMEYE TEŞVİK EDEN HADİS-İ ŞERİFLER



  • "Evlenin ve çoğalın; çünkü ben, diğer ümmetlere karşı sizinle iftihar edeceğim" (Feyzü'l-kadir c. 3, s. 269).
  • "Benim sünnetimden uzaklaşan benden değildir.
    Muhakkak ki nikah benim sünnetimdir. Öyleyse beni seven benim sünnetimle sünnetlensin." (Müslim ve Buhari)
  • Peygamberimiz, Hz. Ali Efendimize hitaben buyurdular ki: "Ey Ali, üç şeyi geciktirme: vakti gelen namazı, hazır olan cenazeyi ve dengini bulan bekar kadını evlendirmek."
  • "Ey gençler topluluğu! Kimin evlenmeye (bedeni ve mali) gücü yeterse hemen evlensin. Zira evlilik, gözü (harama karşı) daha çok yumduran, ırzı daha fazla ko­ruyandır. Kimin de buna (mali) gücü yetmezse ona oruç tutmak gerekir. Çünkü oruç, onun (şehvetini teskin) için eneme (gibi)dir." (Buhari c. 6, s. 117; Müslim c. 4, s. 128).
  • "Birbirini seven (çift) ler için nikahın benzeri olabi­lecek (bir sevgiyi) göremiyoruz"  (İbni Mace c.1 s.593)


EVLENMEYE TEŞVİK EDEN AYETLER

                             

                            EVLENMEYE TEŞVİK EDEN AYETLER


   RUM: 30/21

          وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجًا لِّتَسْكُنُوا إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُم مَّوَدَّةً  وَرَحْمَةً إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُون

   Kaynaşmanız için size kendi (cinsi)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O'nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.



NUR: 24/32         وَأَنكِحُوا الْأَيَامَى مِنكُمْ وَالصَّالِحِينَ مِنْ عِبَادِكُمْ وَإِمَائِكُمْ إِن يَكُونُوا فُقَرَاء        يُغْنِهِمُ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ  
Aranızdaki bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kedi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) eniş olan ve (her şeyi) bilendir.


BAKARA: 2/187     ...هُنَّ لِبَاسٌ لَّكُمْ وَأَنتُمْ لِبَاسٌ لَّهُنَّ...
             "...onlar (kadınlarınız) sii için elbisedir, siz de onlar için elbisesiniz..."
   

                                     İSLAM'DA EVLİLİK ANLAYIŞI


                                             

                                             
        Toplumların evlilik kurumuna bakışını, evlilik hakkındaki düşünceleri ve beklentileri onların evlilik anlayışını ortaya koymaktadır. İslam'da evliliğin dayandığı temel düşünceler ve yöneldiği gayeler tespit edilince onun evlilik anlayışı da ortaya konmuş olacaktır. Buna göre;

  • Evliliğin gayesi aileye mutluluk, topluma da iyi bir nesil sağlamaktır.
  • Cinsî tatmin gaye değil, vasıtadır.
  • Evlilik şenlikle ilan edilir.
  • Evlilik karşılıklı haklar ve vazifeler getirir.
  • İyi geçinme hedef, boşanma son çaredir.
  • Prensip olarak tek kadınla evlenilir.
  • Evlilik dışı ilişki kesin olarak yasaktır.
  • Aile fertlerinin karşılıklı hak ve yükümlülükleri vardır.
     


AİLENİN ÖNEMİ

 Amacı sağlam bir toplum kurmak olan İslam, aileye önem vermiştir. Çünkü aile, toplumun temel taşıdır. Toplumlar ailelerden oluşur. Aile sağlam olursa toplum da sağlam olur. Aile ise evlenme ile kurulur.


       İslam’a göre ailenin temeli, nikâh dediğimiz kutsal bir bağ ile birbirine bağlanan ayrı cinsten iki insanın bir araya gelmesiyle atılır. Nikâh akdi, toplumun çekirdeği sayılan bu küçük yuvanın meşrû sayılmasının ilk şartıdır. Meşrû olmayan sebeplerle bir araya gelen insanların oluşturduğu topluluklar aile sayılmaz. Çünkü bu birlikteliğin temelinde nikâh değil, sifah (iffetsizlik) vardır. İslam dini, iffetsizlik sayılan zina, fuhuş ve her türlü gayri meşru ilişkiyi haram saymış ve şiddetle yasaklamıştır.
      

     Nikâh kelimesi, sözlükte; “eklemek, toplamak” veya “akit yapmak ve cinsi ilişkide bulunmak” gibi anlamlara gelmektedir.
Dini ıstılahta ise: Evlenme, karı koca arasında birlikte yaşamaya ve karşılıklı yardımlaşmaya imkân veren ve taraflara karşılıklı hak ve ödevler yükleyen bir sözleşmedir. Birbirine haram olan kadın ve erkek, bu akitle birbirlerine helâl hale gelirler.
İnsan neslinin devamı, nesebin muhafazası, toplumu meydana getiren ve toplumun temel taşı olan aile müessesesinin kurulması evlilikle mümkün olur. İslam dini aile yuvasını sağlam temellere oturtmak, faziletli nesiller yetişmesine zemin hazırlamak için meşru ölçüler içinde evlenmeyi hem emretmiş, hem de bir takım müeyyidelerle onu cazip hale getirmiştir.


AİLE

    

     Aile: karı koca ve çocuklardan meydana gelen ,fıtratın oluşturduğu küçük bir sosyal topluluktur. Tüm insanlar aile denen yuvada dünyaya gözlerini açarlar. Dolayısıyla aile insanın ilk kültür ocağı, ilkokulu, ilk sevgi kaynağı ve ilk dostlarını tanıdığı bir yuvadır. 

    Aile toplumun en küçük sosyal birimidir. Toplumlar ailelerden meydana gelir. Toplumun mutlu ve huzurlu olması ailelerin mutlu ve huzurlu olmasıyla doğru orantılıdır. Aile, insanları yaratan Yüce Yaratıcı’nın koyduğu kurallara göre kurulursa sağlam ve toplumun biricik mutluluk kaynağı olur.